Nazım, 30 yıldır kayıp: Hakikat asla karanlıkta kalmayacaktır

Nazım, 30 yıldır kayıp: Hakikat asla karanlıkta kalmayacaktır

Nazım, 30 yıldır kayıp

Gazeteciliğin bir özelliği de gerçeğin peşine vermektir. Olay ve gelişmeleri sorgulayıp aydınlatmaktır. Gazeteci toplumun iyiliğini ve çıkarlarını savunmalıdır. Siyasetçi, bürokrat, çete, ırkçı, darbeci ve kadın düşmanlarının kirli ilişkilerini açığa çıkarır. Sermaye tekelinden haksız kazanç sağlayan iktidarlar gazeteciyi düşmanı olarak görür.

Türkiye’de iktidar gazetecinin özgürlüğünü ve özgürce çalışmasını istemiyor. Yalanları, kötülükleri açığa çıkmasın diye gazetecileri hedef alıyorlar.  Gazetecinin toplumun çıkarlarını savunmasını istemiyor, yalnızca kendi talimatlarıyla çalışmalarını dayatıyor. 1990’lı yıllardan bu yana iktidarın özgür basına yaklaşımına baktığımızda gazetecilerin kayıp, katliam, gözaltı ve tutuklanmalarında bu açığa çıkıyor. 1990’lı yıllarda onlarca gazeteci katledildi. Gazeteci Nazım Babaoğlu’da kaybedildi. 30 yıl geçti, halen de Babaoğlu’nun akıbetinden haber yok.

Nazım Babaoğlu, 19 yaşından Özgür Gündem Gazetesi Urfa bürosunda çalışmaya başladı. 1992 yılında yaptığı haberlerden dolayı ölüm tehditlerine maruz kaldı. Türkiye’de gazete büroları kurşunların hedefi oldu, gazeteciler sokaklarda katledildi, bir çok karanlık bir süreç yaşandı. Bu süreçte 18 Şubat 1993 yılında Özgür Gündem gazetesinin Urfa Büro şefi Kemal Kılıç silahlı saldırı sonucu katledildi.

Özgür Gündem Urfa bürosunun çalışanları bölgedeki paramiliter güçler ve korucularla ilgili haber yayınlamıştı. O haberlerden biri de Siverek ilçesinde Bucak aşireti üyesi dört kişinin, bir öğretmen ve kız kardeşine saldırısını işliyordu. Bu haber yayınlandıktan sonra Babaoğlu tehdit edildi.

Özgür Gündem gazetesi Riha muhabiri Nazım Babaoğlu’nun kaybettirilmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Babaoğlu, 12 Mart 1994 tarihinde haber için gittiği Riha’nın Girê Sor (Siverek) ilçesinden bir daha dönmedi. Bucak aşireti ve 1990’lı yıllarda birçok faili meçhul cinayetler işleyen JİTEM’ in Babaoğlu’nu katlettiğine dair şüpheler olmasına rağmen, etkin bir soruşturma yürütülmedi. Aradan geçen yıllarda bütün tanıklara rağmen dava sonuçsuz bırakıldı. Nazım kaybettirildikten sonra 1993'te Siverek'te kaçırılan iş insanı Hüseyin Taşkaya'nın kardeşi Aziz Taşkaya, Nazım'ı Sedat Bucak'ın evinde gördüğünü söyledi. Ancak Taşkaya tanık olarak dinlenmedi.

30 yıl geçti, halen de Nazım’ın akıbeti aydınlatılmıyor. Her ne kadar 1990’lı yıllarda gazeteciler katledilip kaybedilmiş olsa da hakikatin üstü kapatılmış olsa da bugün yüzlerce gazeteci Nazımların yolundan hakikati aydınlatmak adına yürüyor. Nasıl ki Nazım, cesaretle hakikatin peşine verdiyse bugünde takipçileri onun kalemini hep canlı tutup hakikati aydınlatıyor. Biz de Dicle Fırat Gazeteciler Derneği olarak gazeteciliğin suç olmadığını belirtiyoruz. Öldürme, katletme ve kaybettirmelerle hakikat asla yok edilemez. Hakikat asla karanlıkta kalmayacaktır. Yetkililere sesleniyoruz; bir an önce Babaoğlu’nun akıbeti aydınlatılsın, bu politikalara son verilsin.

Gazetecilik suç değildir

Hakikat asla karanlıkta kalmayacaktır

DİCLE FIRAT GAZETECİLER DERNEĞİ