Kapanma kararı alan Gazete Duvar ve büyük ölçekli küçülme kararı alan Artı Gerçek çalışanı gazeteciler, yola devam edileceğini ve alternatifler yaratılacağını belirtti
Türkiye'de 2016 yılında Vedat Zencir tarafından kurulan Gazete Duvar ekonomik nedenlerle faaliyetlerini 12 Mart 2025’te sonlandırdı. Dokuz yıllık yayın hayatına sahip olan Gazete Duvar'ın genel yayın yönetmenliğini Barış Avşar üstleniyordu. Yapılan açıklamalara göre Gazete Duvar, küresel çapta yaşanan Google algoritma güncellemelerinin olumsuz etkiler ve bunun getirdiği gelir kayıpları ile artan maliyetlerin sonucunda bu kararı aldı. Barış Avşar yazısında, ''Gazete Duvar’ın yayın hayatı bugünden itibaren sona eriyor'' sözleri ile 12 Mart'ın Gazete Duvar için son gün olduğunu dile getirdi.
Gazete Duvar’ın kapanma kararından kısa bir süre önce, Artı gerçek & Artı TV de kapanmamak için Mart ayı itibarıyla büyük ölçekli bir küçülme kararı almıştı.
Google’nin art arda yaptığı algoritma değişiklikleri nedeniyle ziyaretçi sayısı ve buna bağlı olarak ilan gelirlerinde yaşanan büyük düşüş ve ekonomik kriz, birçok ajans ve siteyi etkiledi. Kapanma ve küçülme kararları sonrasında bu kurumlarda çalışan birçok gazeteci ise işsiz kaldı.
Kapanan Gazete Duvar’dan gazeteci Ferhat Yaşar, Ceren Bayar ve küçülme kararı alan Artı Gerçek’ten Hicran Cengiz, Expression Interrupted'a konuştu.
BAYAR: “DUVAR BAĞIMSIZ GAZETECİLİKTE ISRAR ETTİ”
Gazete Duvar’ın bağımsız gazetecilikteki ısrarının Türkiye için ümit verici olduğunu belirten Ceren Bayar, kurumun yayın hayatı boyunca çalışanlarına özgür bir çalışma ortamı yarattığını söyledi. Bayar şunları kaydetti: “Gazete Duvar, meslek ilkelerini, doğrulama mekanizmalarını her zaman önceliği yaptı. İnsan hakları, adalet, çeşitlilik ve kapsayıcılık hep gündeminde oldu. Siyaset-medya ve sermaye-medya ilişkisinin Türkiye medyası üzerindeki olumsuz etkisinden çalışanlarını ve kurumu hep korudu. Gazete Duvar gazetecilik yaparak ayakta kalmak için mücadele etti. Bunu yaparken çalışanlarının insanca yaşayabileceği ve emeğine yabancılaşmayacağı ücretler alması, tüm sosyal ve özlük haklarını kullanması konusunda da özen gösterdi. Türkiye’de sendikalaşma oranının en düşük olduğu, neredeyse devlet eliyle engellendiği bir dönemde sendikalı olmayı teşvik etti.”
“DUVAR’IN KAPANMASI BENİ ÇOK ÜZDÜ”
Gazete Duvar’ın Türkiye basın tarihinde güzel bir iz bıraktığını dile getiren Bayar şu ifadeleri kullandı: “Duvar’ın kapanması bir yurttaş, bir gazeteci ve bir Duvar emekçisi olarak elbette beni tarif edemeyeceğim kadar üzdü. Biz gazeteciler bir yol bulmayı ya da bir yol açmayı hep başardık, yine başaracağız. Ama Gazete Duvar’ın vedasının hepimiz için bir işaret olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de bağımsız gazetelerin teker teker veda ediyor olması, tüm yurttaşların üzerine düşünmesi gereken demokrasiye içkin bir sorundur.”
YAŞAR: “DUVAR’IN KAPANMASI HERKES İÇİN KAYIP”
Gazete Duvar’da altı yıldır muhabirlik yapan Ferhat Yaşar ise, “Gazete Duvar, çok büyük bir boşluğu doldurmaya çalışıyordu. Herkesin kendine yer bulabileceği bir mecraydı. Gazete Duvar, iktidar ve destekçilerinin doğru habere erişmek için her gün düzenli olarak takip ettiği, muhalefetin seslerini duyurabildiği, halkın ise taleplerini dile getirebildiği bir mecraydı. Bu yüzden Gazete Duvar’ın kapanması herkes için büyük bir kayıp oldu. Gazete Duvar’ın özellikle Kürtçe haber ve yazılara yer vermesi, Türkiye medyası için bir dönüm noktası oldu. Bu yüzden Gazete Duvar muhteşem bir yayıncılık yaptı” dedi.
“TARAFSIZLIK İLKESİNE GÖLGE DÜŞÜRMEDİ”
“Gazete Duvar’ın tarafsızlık ilkesine gölge düşmesin diye çalışanları da dokuz yıl süren yayıncılığı boyunca sosyal medya üzerinde görüşlerini dile getirmedi” ifadelerini kullanan Yaşar, son olarak şunları söyledi: “Kapıdan içeri girenlere de ilk olarak buna dikkat edilmesi gerektiği anlatıldı. Buna hiçbir gazetecinin itiraz etmesi de zaten beklenemezdi. Bu nedenle evrensel gazetecilik ilkelerine sadık kaldı. Türkiye basını ve genç meslektaşlar için de büyük bir kayıp oldu. Gazete Duvar kültüründe büyüyen, yol alan gazeteciler bunu elbette yaşatacak. Her biri gittiği, çalışacağı medyada bunu yaşatmaya çalışacak. Belki bu, Türkiye medyasının dönüşümüne de bir katkı sağlayacak. Bunu önümüzdeki 10 yılda göreceğiz. Tarih bunu mutlaka yazacak.”
CENGİZ: “ÇALIŞAMAMA KOŞULLARIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Artı Gerçek’in küçülme kararıyla işsiz kalan Hicran Cengiz ise şunları anlattı: “Gazeteciliğin önündeki bir süre engel arasında, şu günlerde işsizlik ve ekonomiye dayalı çalışma hatta çalışamama koşulları ile karşı karşıyayız. Mart ayı itibarıyla Artı gerçek & Artı TV'nin kapanmamak için aldığı büyük ölçekli küçülme kararının ardından, Gazete Duvar'ın kapanma kararını duyduk. Aynı sıralarda KRT TV'deki meslektaşlarımız ödemelerin kısıldığı veya yapılmadığını paylaştı. Açıkçası ekonomik sorunlarla ilk defa karşılaşmıyoruz. Belki emeğimizin, tabiri caizse piyasanın altında maaşlara çalıştığımız dönemlerdi. Mecra yönetimlerinin duyurularında 'ekonomik açmaz, Google algoritmasının değişikliğinden kaynaklı gelir kaybı, fon ve desteğe ulaşamama' gibi gerekçeleri görecekseniz. Anladığımız ama kabul edemediğimiz gerekçeler. Kabul etmememizin sebebi olarak şunları sıralamak isterim. Bir mecra neden fon aramak zorunda, neden gelir kaynağı algoritmaya bağlı? Bunun temelinde mecra olarak tanınma koşulları yok mu? Ana akım ve alternatif medya ayrımı buradan doğmuyor mu? Basının özgür bir alan olarak var olmasının koşulları ve yayın politikası fark etmeksizin eşit ve adil imkanlara ulaşamaması da ana neden...”
“HABER ALMA HAKKINA DA DARBE”
“Tüm bu sebeplere rağmen alternatif, demokratik habercilik ve dikkatli gazetecilik adına yıllarca yayın yapan Artı Gerçek & Artı TV ve Gazete Duvar, bu anlamda çok önemli iki adres oldular” diyen Cengiz, “Özellikle son dönemlerde değeri unutulmaya yüz tutan yerelden haberi, sınıf ve kimliklere dair gündemleri koruyan haber ve yayınları ile gazeteciliğin bir anlamda kamunun watch dog'u (gözlemci) rolünü üstlendiler. Şimdi asıl soru; bu haberleri yapan gazetecilere ne olacak, bu gündemleri nasıl koruyacağız? Elbette yola, gazeteciliğe devam edilecek alternatifler yaratılacak ama bunun haber yapma kadar haber alma hakkına da bir darbe olduğunu belirtmek gerekiyor” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
