
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, gazeteci Eylem Babayiğit'in duruşmasına katılma, Eylem Babayiğit'le dayanışma çağrısında bulundu.
19 Mart Çarşamba günü İstanbul Adliyesi 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya, çağrı yapan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), şu açıklamada bulundu: “İstanbul merkezli soruşturma kapsamında 17 Ocak'ta yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan gazeteciler Necla Demir, Rahime Karvar, Ahmet Güneş, Welat Ekin, Vedat Örüç ve Reyhan Hacıoğlu, ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla 20 Ocak’ta, Eylem Babayiği ise 22 Ocak’ta tutuklanmış, gazeteci Ahmet Güneş, iddianamesi hazırlandığı gün Tensiple Tahliye edildi. Tutuklu 6 gazeteciden Eylem Babayiğit, Necla Demir Arvas ve Welat Ekin’in mahkeme tarihleri belli olurken Reyhan Hacıoğlu, Rahime Kavrar ve Vedat Örüç’ün ise verilen yetkisizlik kararları nedeni ile duruşma tarihleri henüz belirlenmedi.
3 meslektaşımızın hangi ilde yargılanacağı belli değilken mahkemenin yetkisiz kararları meslektaşlarımızın tutuklu süresini keyfi bir şekilde uzatmaktadır. Mahkeme tarihi belli olan meslektaşımız Eylem Babayiğit, 19 Mart’ta İstanbul 22’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. DFG olarak bu duruşmayı yerinde takip ederek yargılamayı takip edeceğiz. Meslektaşımızın Çarşamba günü görülecek duruşmasında başta meslek örgütlerini gazeteciliği savunmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz.”
Mesleki faaliyetleri nedeniyle gazetecilerin, gözaltına alınması, tutuklanması ve yargılanmasının düşünce ve ifade özgürlüğü açısından endişe kaynağı olduğunu belirten Turgut Dedeoğlu, "Bu tür uygulamalar, toplumun bilgi ve haber alma hakkını da olumsuz etkilemekte, demokratik süreçlere zarar vermektedir. Basın özgürlüğü toplumların vazgeçilmezidir. Bu açıdan bakıldığında gazetecilerin haber yapma, eleştirme ve kamuoyunu bilgilendirme görevlerini özgürce yerine getirebilmeleri büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı.
‘ÖZGÜR BASIN ÖZGÜR TOPLUM’
İktidar ve yargının gazetecilere yönelik baskısına karşı çok yönlü mücadele verilmesi gerektiğini kaydeden DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, bunun hukuki, sosyal ve uluslararası düzeyde örgütlenerek mümkün olduğunu söyledi. Bu süreçte gazetecilerin yalnız olmadığını hissetmeleri ve toplumun geniş kesimlerinin desteğini almaları büyük önem taşıdığını dile getiren Dedeoğlu, "Baskılara karşı ortak bir cephe oluşturmak için sendikaların güçlendirilmesi önemli. Bu basın özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin haklarının savunulması açısından büyük önem taşımakta. Basın özgürlüğü mücadelesi sadece gazetecilerin değil, demokratik bir toplumun tüm bileşenlerinin ortak sorunu ve bunun içinde ortak bir çaba gerekmektedir. Sonuç olarak özgür basın varsa özgür toplum vardır" diye konuştu.
'GAZETECİLİK MESLEĞİ YARGILANMAKTADIR'
Gazetecilerin mesleklerini özgürce yapabilecekleri ortamın sağlanması ve adil yargılanma hakkının büyük önem taşıdığını ifade eden Dedeoğlu, "Eylem Babayiğit şahsında aslında gazetecilik mesleği yargılanmaktadır. Dayanışmayı büyütmek ve gazeteciliği savunmak açısından buradan çağrı yapmak istiyorum. Eylem Babayiğit gazetecidir ve gazetecilik suç değildir. Dayanışma hepimizi güçlendirir. Duruşmada meslektaşımızın yanında olalım ve onunla birlikte mesleğimizi savunalım" şeklinde konuştu.
'GAZETECİLERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR'
Türkiye'de uzun dönemdir gazetecilere çok yoğun bir baskının söz konusu olduğunu, ancak bu dönem baskının en ağır olduğu günlerden geçildiğini ifade eden MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, şunları dile getirdi: "Neredeyse her gazetecinin bir davası var, gözaltına alınmış, adli kontrolü var, cezaevinde tutuklu ve bunun sayısı giderek artıyor. Türkiye'de demokratikleşmenin tıkandığı, hukuk devletinin aşındığı, siyasetin tıkandığı dönemlerde gazetecilere daha çok baskı yapılıyor. Şu anda öyle bir dönemdeyiz. Buradaki temel amaç gazetecileri bir şekilde sindirerek, yıldırarak onların çalışma azmini kırmak, bu baskı ortamıyla kamuoyunun bilgiyi tek başına iktidara yakın medyadan almasını sağlamak. Ekonomik, siyasal, kültürel krizlerin yaşandığı bir dönemdeyiz ve bu dönemde gazetecilere çok iş düşüyor. En fazla hak ihlalinin olduğu dönem, gazeteciler de hak ihlallerini haberleştiriyor, kamusallaştırıyor."
'DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRMEK GEREKİYOR'
Eylem Babayiğit'in haksız bir şekilde tutuklu bulunduğuna ve yarın görülecek davada tahliye edilmesi gerektiğine dikkati çeken Ok, şunları söyledi: "Bu tür baskılarla mücadele etmenin en önemli ayağı dayanışmak. Gazetecilerin siyasal fikirleri, etnik veya dini kimlikleri ne olursa olsun haberleri nedeniyle tutuklanmış, gözaltına alınmış, yargısal baskıya maruz kalmış herkesin arkasında durmak önemli, ancak bu şekilde bir başarı elde edebiliriz. Bu yüzden bu dayanışma ağını daha güçlendirmek ve yaygınlaştırmak gerekiyor."
“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”
“Gazetecilik suç değildir” başlığı ile yazılı açıklamada bulunan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Eylem Babayiğit'in İstanbul merkezli gazetecilere yönelik başlatılan soruşturma kapsamında “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandığı hatırlatıldı. Açıklamanın devamında, “Gazeteciler olarak biliyoruz ki, kalemimizden, sesimizden, hakikati yazma inadımızdan korkuyorlar” denilerek, özellikle kadın gazetecilerin hedef alındığına dikkat çekildi.
Açıklamada, “Eylem Babayiğit’in, ve tüm gazetecilerin yanındayız. Çünkü biliyoruz ki; özgür basın susturulamaz, gazeteciler teslim alınamaz! Basın özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını ve meslektaşlarımızın onurlu mücadelesini sonuna kadar savunacağız. Bir kez daha altını çiziyoruz, gazeteciler yargılanamaz, gazetecilik suç değildir ve tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır” denildi.
Kadın örgütleri, meslek örgütleri, hukukçular ve insan hakları savunucularına yönelik çağrıda bulunulan açıklamada, “Hep birlikte 19 Mart Çarşamba günü İstanbul Adliyesi'nde olalım, meslektaşımıza ve tüm tutuklu gazetecilere sahip çıkalım” ifadelerine yer verildi.
Kaynak:Mezopotamya Ajansı