
Gazeteciler uzun tutukluluk süreleri ile karşı karşıya kalıyor. Gazeteciler bunun bir cezalandırma aracı haline geldiğine dikkat çekiyor ve “Henüz tutuklanmamış gazetecilere mesaj” verdiğini söylüyor.
Gazetecilerin yaptıkları gazetecilik faaliyetleri nedeniyle uzun tutukluluk durumları devam ediyor. Üstelik Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109. maddesinde yer alan yurt dışı çıkış yasağı, imza şartı vb. tedbirler bulunuyor. Tutuklama ise bu güvenlik tedbirlerinden en ağır olanı. Bu nedenle de en son çare olarak uygulanması gereken tedbir. Ancak maalesef ülkede öyle olmuyor. Özellikle gazetecilerin yargılandığı davalarda ilk tedbir olarak uygulanıyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Avukatı Ülkü Şahin, Tutuklu Gazetecilerin Avukatı Resul Temur ve Evrensel Gazetesi Avukatı Devrim Avcı uzun tutuklamanın bir yargılama pratiği haline geldiğini ve bunun bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığı görüşünde.
AYM AİHM KARARLARI, KAYITSIZLIK, HUKUKSUZLUK
Ülkü Şahin gazetecilerin en fazla karşısına çıkan suçlamanın anayasal düzene karşı suçlar ile devletin güvenliğine karşı suçlar olduğunu söyleyerek “Gerek savcılıklar gerek sulh ceza hakimliklerince bu şartlar dikkate alınmıyor, geniş olarak yorumlanıyor, AYM-AİHM kriterleri yok sayılıyor. Karar gerekçeleri basmakalıp ifadelerle dolu ve genelde kişi özelinde gerekçelendirilmemiş oluyor” diyor.
Avukat Devrim Avcı ise Anayasa Mahkemesinin birçok kararında, “Özellikle kişi hakkında uygulanan tutuklama tedbirine dayanak olan suçlamaların ifade özgürlüğü, siyasi faaliyette bulunma hakkı ve sendika hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı eylemler nedeniyle yöneltilmesi durumunda, tedbirin ölçülü olup olmadığı ve gerekçelerin ilgili ve yeterli bulunup bulunmadığı hususları üzerinde hassasiyetle durulması gerekir” diyerek verdiği “kişi özgürlüğünü ihlal” kararlarını hatırlatarak “Gazeteciler hâlâ yaptıkları haberler nedeni ile yargılanmaya, tutuklanmaya devam ediyor maalesef” ifadelerini kullanıyor.
İLK MAHKEMEDE TAHLİYE
Avukat Resul Temur da benzer bir görüşte: “Gazetecilerin yargılanması sırasında savcıların kayıtsızlığı, tutuk değerlendirme aşamalarında sulh ceza ve itiraz yeri olan asliye ceza mahkemelerinin de kayıtsızlığı eklenince tutuklama doğrudan bir cezalandırma pratiğine dönüşüyor. Dosyalar delil içerikleri değerlendirilmeden sürüncemede bırakılıyor ve deliller ilk defa mahkeme huzuruna çıktıkları zaman değerlendiriliyor. Bu durumda gazetecilerin mesleki faaliyetleri ön plana çıkıyor ve tahliye kararları veriliyor.”
SUÇ: YAYIMLANMIŞ HABERLER
TGS Avukatı Şahin; kanun ve içtihatların aksine uygulama sistematik bir biçimde gazetecileri uzun süre tutuklayarak bir ön cezalandırmaya tabi tuttuğunu belirtiyor ve “Dosyalara baktığımızda genelde yayımlanmış haberlerle suçlanan gazeteciler hakkında başkaca toplanacak delil olmuyor. Ancak tutuklama kararında delil dosyada olmasına ve değiştirilme ihtimali bulunmamasına karşın delil karartma şüphesi öne sürülüyor” diyor. Şahin özellikle uzun tutukluluk sonrası gazetecilerin ilk duruşmada adli kontrolle tahliye edildiğine dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Buna karşılık örneğin şiddet faillerinin tüm şartlar var olduğu halde göstermelik şekilde gözaltına alınarak adli kontrol dahi uygulanmaksızın serbest bırakıldığına şahit oluyoruz.”
HENÜZ TUTUKLANMAMIŞ GAZETECİLERE MESAJ
Tutuklu gazetecilerin avukatlarından Resul Temur ise gazetecilerin her dönem yargılandığını fakat son dönemlerde yargılamanın operasyonlar ile başlayıp tutuklamalar söz konusu olduğuna dikkat çekiyor: “Operasyonun kendisi bile bir sindirme ve sansür görüntüsü olarak bellekteki yerini alıyor. Sonrasında gelen tutuklamalarda doğrudan sonuçtan bağımsız olarak cezalandırma biçimine dönüşüyor. Buradaki temel motivasyon ve temel amaç gözaltı ve tutuklama ile hem tutuklananı cezalandırma hem de ‘Henüz tutuklanmamış olan’ gazetecilere başına gelebileceklerin mesajını vermektedir.”
‘AKP İKTİDARINI ÖVEN GAZETECİLER AÇISINDAN BİR SIKINTI YOK’
Evrensel Gazetesi Avukatı Devrim Avcı da haber yapmanın gazeteciler için giderek zorlaşan bir iş olduğunu belirterek şu ifadeleri kullanıyor: “Tabii burada haber derken; siyasi iktidar aleyhine yapılan onları eleştiren, hatalarını ortaya çıkaran, toplumun bu kapsamda haber alma hakkını sağlayan gazeteciler açısından zor. Yoksa yandaş medya açısından AKP iktidarını öven gazeteciler açısından bir sıkıntı yok. Ama düşünce ve ifade özgürlüğü ve bu kapsamda özel bir göstergesi olan basın özgürlüğünün burada devreye girmesi gerekir. Ancak sizin de sorunuzda belirttiğiniz üzere, gazeteciler siyasi iktidarın yargısı tarafından gözaltılarla, tutuklamalarla engelleniyor.”
‘BENİM ALEYHİME HABER YAPMA’
Tutukluluğun yargılama açısından bir tedbir olduğunu vurgulayan Avcı “Gazetecilerin yaptıkları haberler nedeni ile yargılandıkları davalarda uzun tutukluluk süreleri ile karşı karşıya kalması muhalif basın açısından her şeyden önce siyasi iktidarın benim aleyhime haber yapma, yazı yazma mesajıdır. Üstelik bir tedbir olan tutukluluk bu tür davalarda cezalandırma aracına dönüşmektedir” diyor.
Kaynak:https://www.evrensel.net/haber/505365/bir-uygulama-pratigi-uzun-tutukluluk