DFG ve TGC'den gazetecilere yönelik engellemelere tepki

09 Şubat 2023
DFG ve TGC'den gazetecilere yönelik engellemelere tepki

Gazetecilerin “sahte basın kartı kullandıkları” gerekçesiyle gözaltına alındığını iddia eden Urfa Valiliği’ne yanıt veren DFG, “Asıl usulsüzlük yapan valilik ve OHAL gerekçesiyle gazetecilerin çalışmasını engelleyen polistir” dedi.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Dîlok ve Mereş merkezli yaşanan depremler ardından iktidar tarafından ilan edilen OHAL ile birlikte gazetecilerin çalışmasının engellenmesine ilişkin açıklama yaptı. Urfa Valiliği’nin gözaltına alınan gazetecilere ilişkin yaptığı açıklamaya da yanıt veren DFG, gazetecilerin her koşulda mesleklerini yapmaya devam edeceklerini vurguladı.

‘USULSÜZLÜK YAPAN VALİLİKTİR’

DFG’nin açıklaması şöyle: “Antep ve Maraş merkezli meydana gelen depremler 10 kentte büyük yıkımlara neden oldu. İlk andan itibaren depremin etkilediği kentlere giden ve yaşananları kamuoyuna duyuran gazeteciler ilan edilen OHAL gerekçesiyle engellenmeye ve gözaltına alınmaya başlandı. Dün Urfa’nın Bilecik ilçesinde enkazı görüntüleyen Mezopotamya Ajansı muhabiri Mahmut Altıntaş ile JINNEWS muhabiri Sema Çağlak gözaltına alındı. Diyarbakır’da ise Mehmet Güleş ile röportaj yaptığı bir gönüllü yardımsever gözaltına alındı. Sözümüz ona depremzedelere yardım için OHAL ilan eden iktidarın yaptığı ilk icraat gazetecileri engellemek oldu. Urfa Valiliği , ‘sahte basın kartı kullandıkları’ gerekçesiyle gazetecilerin gözaltına alındığını duyurdu. Valiliğin ‘sahte’ dediği basın kartı gazetecilerin çalıştığı basın kuruluşların tanıtım kartıdır. Bir basın kuruluşunun kendi çalışanlarına verdiği tanıtım kartının sahte olup olmadığını valilik nereden çıkardı ve tespit etti? Aynı zamanda şunu belirtmek gerekir ki; bir kişinin gazeteci olup olmadığına valilik ya da başka bir kuruluş karar veremez. Asıl usulsüzlük yapan valilik ve OHAL gerekçesiyle gazetecilerin çalışmasını engelleyen polistir. Bizler her koşulda çalışmaya ve hakikati açığa çıkartmaya devam edeceğiz. Hiçbir karar ve baskı gerçekleri yazmamızı engelleyemez. Halkın haber alma hakkını savunmak için sahada olmaya devam edeceğiz.”

TGC, deprem bölgelerinde gazetecilere yönelik engellemelere tepki göstererek, yetkililere “Gazetecileri engellemeyin, tehdit etmeyin, hedef göstermeyin, gerçeği karartmayın” dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, deprem bölgelerinde halkın yaşadığı zorlukları, sorunları ve ihtiyaçları konusunda yaşanan tüm gerçekleri kamuoyuna aktarmak için bölgede çalışan gazetecilerin engellenmesine dönük yazılı açıklama yaptı. Türkiye tarihinde yaşanan en büyük ikinci doğal afet olarak tanımlanan iki büyük depremde dayanışmanın ön plana çıkmasını gerekirken öfke, ayrımcılık ve nefret söylemlerinin arttığına dikkat çeken TGC, “Yurttaşların ihtiyaçlarını karşılamak, yaralarını sarmakla, enkazdan kurtarmakla, su, elektrik, barınma, ısınma, gıda ihtiyaçlarını karşılamakla, telefon ve internet bağlantısını sağlamakla yükümlü olan iktidar temsilcileri, yaşananı haberleştiren gazetecileri tehdit etmeyi sürdürmektedir” dedi.

‘GAZETECİLERİ TEHDİT EDİP GERÇEĞİ KARARTMAYIN’

TGC, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Hala depremzedelerin yardıma ulaşması için yaşamsal olan telefon ve internet sorunu çözülmemişken bazı meslektaşlarımızın haberleri ve paylaşımları gerekçe gösterilerek Twitter’a bant daraltma uygulanmıştır. Medya kuruluşlarının yapacağı yardım yayınlarının yine iktidarın yapacağı bir yardım yayını nedeniyle RTÜK tarafından engellendiği kamuoyuna yansımıştır. Bu karanlık tabloda iktidara ve tüm siyasetçilere bir kez daha çağrı yapıyoruz: Gazetecileri engellemeyin, tehdit etmeyin, hedef göstermeyin, gerçeği karartmayın. İletişimi engellemekten vazgeçin.

KAÇINILMASI GEREKEN KONULAR

Yurttaşların haber almaları ve bilgilenmeleri için görev yapan meslektaşlarımıza da yaşadıkları tüm zorluklara rağmen Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uygun habercilik yapmanın önemini hatırlatmak istiyoruz. Bildirgeye göre sarsıcı durumlarda; üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda, gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı ve gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınılmalıdır. Ölümlere ilişkin haberlerde sansasyonel ve acıları artıracak üsluptan uzak kalınmasına özen gösterilmelidir.

Ayrıca hangi medya kuruluşunda görev yaparsa yapsın gazeteciler, meslektaşlarını hedef gösterici, yaftalayıcı, nefret söylemi ve nefret suçuna zemin hazırlayıcı kışkırtıcı ifadeler kullanmamalıdır. Gazeteci, rekabet nedeniyle de olsa, bir başka gazeteciye bilinçli ve açık, mesleki zarar vermekten kaçınmalıdır.”

Kaynak:Mezopotamya Ajansı