
Gazeteci Sinan Aygül’ün “Bitlis KCK” davası olarak adlandırılan davada, “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) iddiasıyla yeniden yargılanmasına 5 Kasım 2024 günü Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.
Sanıklar ve avukatların katılmadığı duruşma, dosya üzerinden görüldü. P24 duruşmayı takip etti.
Mahkeme davayı 4 Mart 2025 gününe erteledi.
“DOSYA İÇERİĞİ GAZETECİLİK FAALİYETLERİ”
Adliyede P24’e açıklama yapan Aygül, davanın basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, “Dosya içeriğinde sadece yaptığım haberler var. 2008-2011 yılları arasında yaptığım haberler, katıldığım canlı yayın programları ve takip ettiğim eylem ve etkinlikler üzerinden hazırlanan bir dosya. Tümüyle gazetecilik faaliyetlerimden oluşuyor. Apaçık bir şekilde basın ve ifade özgürlüğüne saldırı niteliğinde bir davadır” dedi.
Gazeteci Aygül, “Ocak 2011’de tutuklandım, 17 ay sonra iddianame hazırlandı, Kürtçe savunma yaptığımız için savunmalarımız kabul edilmedi. Dosyada hiç savunma yapamadan 10 yıl hapis cezası aldım” ifadelerini kullandı.
“YARGITAYA RAĞMEN GEREKENLER YAPILMADI”
Yargıtay’ın bozma kararından bu yana geçen sekiz yılda hiçbir gerekçenin yerine getirilmediğine dikkat çeken Aygül, özetle şunları söyledi: “Yargıtay, 2016’da dosyamı inceledi ve birçok gerekçeyle bozma kararı verdi. Yeniden yargılama başladı ama hiçbir bozma gerekçesi uygulanmadı. Bozma gerekçesi olarak gizli tanıklara soru sorulması gerektiğini söylediler, mahkeme gizli tanıklara ulaşamadı. Ortam dinlemelerinden elde edilen ses kayıtlarının Adli Tıp incelemesi ve dijital analizinin yapılması istendi; ses kayıtları iki defa Adli Tıp’a gönderildi ama bir sonuç çıkmadı. Dijital verilerin orijinal kayıtları istenmesine rağmen, onlara da ulaşılamadı. Yine de ceza isteniyor. Bu dava başlı başına bir yargısal tacizdir, Demokles’in kılıcı gibi başımızda sürekli sallandırılmaktadır.”
“UZUN YARGILAMALAR YENİ MAĞDURİYETLER YARATIYOR”
Aygül’ün avukatı Diyar Orak ise, “Dosya ne yazık ki çok uzun süredir devam eden bir dosya. Teknik olarak düşmesi gereken, ceza verilemeyecek bir dosya aslında. Yargıtay’ın, tamamı dosya esasına etki edecek çok net bozma gerekçeleri var. Bir an önce düşmesi gereken bir dosyadır” diye konuştu.
Orak, yargılama sürecinin müvekkili üzerinde ağır psikolojik baskı yarattığını ve uzun süren yargılama nedeniyle yeni mağduriyetler oluştuğunu belirterek, “Bu yargılamayı başlı başına bir hak ihlali olarak değerlendirilebiliriz” dedi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Aygül, 2011 yılında tutuklanıp iki yıl tutuklu kaldığı dava kapsamında 2012 yılı Kasım ayında 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
2016 yılında Yargıtay bozma kararı vererek dosyayı yeniden yargılama yapılması için Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
Sekiz yıldır devam eden yeniden yargılamada bugüne dek birçok kez mahkeme heyeti değişti. 2016 yılından bu yana süren davada 30’dan fazla kişi yargılanıyor.