Mahkeme, HDK soruşturması kapsamında 100 gün ev hapsinde tutulan gazeteci Ender İmrek'in de aralarında bulunduğu 6 kişi hakkındaki dava dosyasını esas hakkındaki mütalaasını hazırlanması için savcılığa gönderdi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması kapsamında 100 gün ev hapsinde tutulan gazeteci Ender İmrek ve avukat Yıldız İmrek'in de aralarında bulunduğu 6 kişinin "örgüt üyeliği" suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 10 Aralık 2025 günü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
P24 tarafından takip edilen duruşma 45 dakika gecikmeli başladı. Ender İmrek, Yıldız İmrek ve diğer sanıklar ile avukatları duruşmada hazır bulundu.
Savcı, eksik hususların giderilmesini ve adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Yıldız İmrek, "36 yıllık meslek hayatımdan sonra böylesi bir iddianame ile burada bulunmaktan ne hissedeceğimi bilemiyorum. İddianamede isnat edilen fiil ve deliller bakımından ceza hukukunun temel prensiplerine sığdıramadığım bir durum söz konusu. İnsan hakları savunucusuyum, insanlığa ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluğu olan bir hukukçu olarak sömürüye karşı kayıtsız kalmadım. Bana yöneltilen örgüt üyeliği iddiası tamamen gerçek dışıdır" dedi.
“Örgüt üyeliği” suçlamasına ilişkin hakkında somut bir delil bulunmadığını vurgulayan Yıldız İmrek, "HDK'nin çalışmalarına katılmam sebebi ile bana bu suçlama yöneltiliyor. Kuruluşundan bu yana Emek Partisi üyesi olarak demokratik haklarımı kullanıyorum. Emek Partisi de dahil HDK ismi altında güç birliği yapan diğer siyasi partilerin hepsi yasal siyasi partilerdir. HDK'nin kendisinin amaçları ve gerekse yürüttüğü faaliyetler basın açıklamaları, kongrelerden ibaretti. Barışçıl toplumun gereklerine uygun olan çalışmalardır. HDK yasadışı örgüt olsaydı bugüne kadar faaliyet yürütmesine herhalde izin verilmezdi. 15 yıl bekledikten sonra burada bir suç var diye bütün çalışmayı, bu çalışmaları yürütenleri suçlamak kabul edilebilir bir durum değildir" diye konuştu.
HDK hakkında terör örgütü olduğuna dair herhangi bir yargı kararı olmadığını hatırlatan Yıldız İmrek, “Bu soruşturmada temel insan hakları ağır şekilde ihlal edildi.
Gözaltı günü kapımız çalındı, polislere avukat olduğumu ve baro temsilcisini çağırmalarını söyledim. Ancak polisler açmamam halinde kapıyı kıracaklarını söyledi ve ben bu durumda kapıyı açtım. Avukatıma ulaşma hakkıma izin verilmedi. Şubede o gün 50 kişinin gözaltına alındığını öğrendim" dedi.
"ANAYASAL HAKLARIMIZI KULLANDIĞIMIZ İÇİN BURADAYIZ"
Yıldız İmrek'in ardından gazeteci Ender İmrek’in savunmasına geçildi. İmrek, "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olan bu önemli günde sanık sandalyesindeyim. Ne yazık ki düşüncelerimizden dolayı, anayasal haklarımızı kullandığımız için buradayız. Hak ve özgürlüklerimiz tehdit altındadır. Sadece anayasal hakkımızı kullandığımız için bir şafak vakti kapımız çalınarak gözaltına alınabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
HDK çalışmalarının kriminalize edilmeye çalışıldığını ifade eden Ender İmrek şöyle devam etti: "Böylesi demokratik bir platformun talimatla kurulduğunun söylenmesi, yasadışı örgütle bağdaştırılması kabul edilemez. HDK bir platform olarak bileşen tüm kurumlarının ortak iradesiyle hareket etmektedir. Yer aldığımız çalışmalar demokratik haktır ve hiçbir şekilde suç değildir. Fettulahçı yargı mensupları tarafından elde edilen ve imha edilen tapeler 15 yıl sonra karşımıza çıkarılıyor. İddianamede katıldığım basın açıklamaları söz konusu ediliyor bunlar bir haktır. Evrensel gazetesinde yayımlanmış köşe yazılarımın başka internet sitelerinde yayımlanması suçmuş gibi gösteriliyor. Bu yazılar ve yayımlar hakkında herhangi bir yargı kararı da yoktur. Karşılaştığımız tablo hiçbir demokratik ülkede olmaması gereken bir tablodur. Evimiz basıldı, kitaplarımız dağıtıldı, yakınlarımızla iletişime izin verilmedi. Gözaltında ellerim kelepçeliyken ıslak zeminde kayıp düştüm ve bu kamera ile çekim mizanseninin yapıldığı ortamda yaşandı."
İddianamede “suç” olarak gösterilen yazılarının tamamının düşünce ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna dikkat çeken İmrek, “Hakikate, hukuka ve vicdana uygun karar verilmelidir” diyerek beraatını ve hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.
Diğer sanıkların da savunmalarını yapmasının ardından avukat beyanlarına geçildi. Yıldız İmrek'in avukatı Bahri Bayram Belen, "Avukat meslektaşımın evinde yapılan arama ve orada elde edilen her şey hukuka aykırıdır. Derhal beraat kararı verilmesinin koşullarının oluştuğunu düşünüyoruz, takdir mahkemenindir" dedi.
Ender İmrek'in avukatı Engin Deniz Ergin de "Delil denilenler 14 yıl öncesine ait. Bu kadar zamandır işlem yapılmamış ve bunlar saklanmış. Müvekkilimin yasal siyasi faaliyetleri, gazetecilik faaliyetleri birleştirilerek kendisine suç isnat ediliyor” dedi. Avukat Ergin müvekkilinin beraatını talep ederek savunmasını tamamladı.
Yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması yönündeki talepleri reddeden mahkeme, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcıya gönderilmesine karar verdi. Dava 15 Nisan 2026 tarihine ertelendi.
DAVA HAKKINDA
Gazeteci-yazar Ender İmrek ve avukat Yıldız İmrek, HDK soruşturması kapsamında eşzamanlı yapılan ev baskınlarıyla 18 Şubat 2025 günü gözaltına alındı. Dört gün süren gözaltı sürecinin ardından 21 Şubat'ta Çağlayan'daki İstanbul Adliyesine sevk edildiler. Savcılık ifadesi ve sulh ceza hakimliğindeki sorgu işlemlerinin ardından da "konutu terk etmeme" şeklindeki adli kontrol şartıyla bırakıldılar.
Ender ve Yıldız İmrek’in de aralarında bulunduğu 6 kişi hakkında "örgüt üyeliği" suçlamasıyla düzenlenen iddianame 2 Mayıs 2025 tarihinde tamamlandı. İddianamede, farklı tarihlerde gözaltına alınan kişilerin dijital materyallerindeki belgelerde İmrek'in adının olduğu belirtilerek "HDK Örgütlenme Komitesi üyeleri arasında Ender İmrek'in isminin EMEP üyesi olarak yer aldığı tespit edilmiştir" şeklinde ifadelere yer verildi. İmrek'in 2010-2013 yılları arasında Evrensel gazetesinin internet sitesi ile birçok farklı sitede yayımlanan haberleri, açık kaynak araştırma raporuna dayanarak adının geçtiği tüm etkinlikler ve açıklama haberleri suçlamaya delil olarak gösterildi.
