
Tutuklu gazetecilerin yargılandığı Diyarbakır Adliyesi önünde meslek örgütleri açıklama yaptı.
Açıklamada öncelikle konuşan DFG Genel Sekreteri Cuma Daş, tarihi bir duruşmada olduklarını söyledi. 15’i tutuklu 18 Kürt gazetecinin yargılandığını belirten Cuma, “13 ayın ardından ilk defa hakim karşısına çıktılar. Savunma yapıyorlar. Dedikleri gibi gazeteciliği savunuyorlar. Gazetecilikle yargılanıyorlar. Duruşmanın ilk oturumu bitti” dedi.
‘GAZETECİLİĞE DEVAM EDECEĞİZ’
Sonrasında söz alan Yeni Yaşam Editörü gazeteci Hüseyin Aykol, “34 yıldır burada gazetecilik yapıyoruz. 34 yıldır sadece haber peşindeyiz. Ama nedense yaptığımız haberler bu devleti, kurulan hükümetleri hep rahatsız ediyor. Bizim haberciliğimizi önlemek için her türlü önlemi alıyorlar. Nitekim burada maalesef sadece gazetecilik yapan arkadaşlarımızı öldürdüler, kaybettik. Bazı arkadaşlarımızı şimdi olduğu gibi cezaevine attılar, bazıları sürgüne gitmek zorunda kaldı ama biz devam ediyoruz. Gazetelerimizi kapattılar devam ettik, bombaladılar devam ettik, şimdi de devam ediyoruz. Son dönemde bize yönelik baskılar arttı bence sebebi şu hem iktidar hem de muhalefet için dönüm noktası olarak görülen son seçimlerde bizi sahada istemediler. Operasyonlarla arkadaşlarımızı içeri aldılar ama ilk duruşmada serbest bırakmak zorunda kalıyorlar. Ankara’daki arkadaşlarımız ilk duruşmada bırakıldı bugünde arkadaşlarımızın bırakılmalarını bekliyoruz. Baskılamaya devam etseler de biz gazeteciliğe devam edeceğiz” diye konuştu.
‘ORTADA SUÇ YOK’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş da, Türkiye’nin yakın tarihinin en önemli basın davalarından birisi görüldüğüne dikkati çekerek, “Aslında 13 aydır bu hakim karşısına çıkmış olsalardı, çoktan serbest bırakılan arkadaşlar olacaktı. Aylarca iddianameyi beklediler, 13 ay sonra hakim karşısına çıktılar. Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan peşinen ceza verme gazetecilerde çok iyi işliyor. Gazeteciler gözaltına alınıyor ama ortada suç yok. 15 meslektaşımız serbest kalacak ama hukuk sistemi adil bir şekilde çalışsaydı bu kadar uzun bir süre kalmazlardı. Bunu biz gazeteciler dayanışarak gazeteciliği suç olanlara gösterenlere inat gazeteciliğin kamu hizmeti olduğunu göstereceğiz. Biz gazetecilik yapacağız halkımız da haberine ulaşabilecek” dedi.
‘BERAAT ETMELERİNİ BEKLİYORUZ’
Daha sonra söz alan Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, “Basın zor dönemlerden geçiyor. Çok zor şartlardan geçiyoruz, dün de böyle bugün de böyle. Arkadaki binada çok değerli arkadaşlarımız haber yazdıkları için 13 aydır hürriyetlerinden mahrum. Gazetecilik suç değildir, bunu bize kabul ettiremezler. Bugün bu arkadaşlarımızın beraat etmelerini bekliyoruz. Umarız bu gibi ağır bedellerin ödenmesi de son bulur” dedi.
‘ELİMİZDEN GELEN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ’
MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, gazeteci arkadaşlarımız özellikle Kürt meselesinde devletin son dönemdeki şiddetini teşhir ettikleri, hak ihlallerini haber yaptıkları, kamu görevlilerini ifşa ettikleri şu an için tutuklu. Tahliyeleri için elimizden gelen her şeyi yapacağız” diye belirtti.
‘HUKUK TARİHİNİN UTANÇ VERİCİ OLAYLARINDAN BİRİ’
Yeşil Sol Parti Amed Milletvekili Cengiz Çandar, görülen duruşmayı “Türkiye’nin hukuk tarihinin utanç verici olaylarından birisi” olarak tanımladı. Duruşmanın Türkiye’de basın özgürlüğü mücadelesi için bir kilometre taşı niteliğinde olduğuna değinen Cengiz, “Daha da öteye Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde de üstünde durulması gereken tarihe geçecek nitelikte bir olay. Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO zirvesinde görüşmeler gerçekleştiriyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği yolu Diyarbakır’dan geçiyor. Diyarbakır’dan Avrupa Birliği’ne gidecek yol ise Kürtlerin hakkının tanınması ve basın özgürlüğünden geçer. Kürt medyasının özgürce çalışmasından geçer bunlar olmadan Türkiye’ye bütün demokrasi yolları tıkalıdır. Bugün görülmekte olan dava her bakımdan önem taşıyor tam 13 aydır hakim önüne çıkarılamamış 15 tutuklu gazeteci ve bu gazeteciler seçim sürecinde alındılar. İçeri konulduktan 6 ay sonra derme çatma ifadelerle hukukla hakla ilişkisi olmayan iddianamelerle tutulmaya devam ettiler. Bu dava artık Kürt medyasının yalnız olmadığını da gösteriyor. Bugüne kadar çok yalnız bırakılmış Kürt medyası bugün Türkiye’nin medya temsilcileri de konuştu, artık Kürt medyası yalnız değil. Burada kimin kılına dokunulursa Meclis’e taşıyacağız başta da Kürt halkının ve basının özgürlüğüne sahip çıkacağız. Arkadaşlarımızın tahliyesiyle Kürt halkının haber alma özgürlüğüne ve arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşacağı gündür” ifadelerini kullandı.
‘HUKUKA UYGUN DELİL YOK’
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, “Hukukla bağdaşmayan ne varsa iddianameye konulmuş. Hukuka uygun bir delil bile söz konusu değil. İtirafçı ve gizli tanıkların uydurma beyanları var. Bu dava ve duruşma burada gazetecilik yapmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Umarım biran önce özgürlüklerine kavuşurlar” dedi.
Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” sloganları ve alkışlarla son buldu.
Kaynak:
http://jinnews41.xyz/search/content/view/214165?page=1&key=39aaa54e5ede983dcca66a3e65702b9c