Gazeteciler, 'Propaganda günlerinde hakikat'ı konuştu

04 Mayıs 2024
Gazeteciler, 'Propaganda günlerinde hakikat'ı konuştu

MLSA ve TGS ortaklığında gerçekleştirilen 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Paneli’nde gazeteciler İpek Özbey, Çiğdem Toker, Ali Topuz ve Barış Avşar, propaganda günlerinde hakikati konuştu. Etkinlikte gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hakkında açılan ve 306 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu da konuk oldu. TGS’nin bu yıl gazeteci yoksulluğunu merkeze alan Basın Özgürlüğü 2024 Raporunun lansmanı  da toplantıda yapıldı.

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ile Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ortaklığında düzenlenen 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Paneli, İstanbul Beyoğlu’ndaki Nippon Hotel’de çok sayıda konuğun katılımıyla gerçekleşti.

VEYSEL OK: “BUGÜN DAYANIŞMANIN GÜNÜDÜR”

Etkinliğin açılışını yapan MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, Mezopotamya Ajansı muhabirleri Esra Solin Dal, Erdoğan Alayumat ve Mehmet Aslan’ın tutuklanarak cezaevinde konduğunu, bugün de belgeselci Koray Kesik’in İzmir’de gözaltına alındığını hatırlatarak başladığı konuşmasında, bugün yaşamını yitiren gazeteci Celal Başlangıç’ı da andı. Ok, “Biz bugün burada bir yandan Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlarken, bir yandan meslektaşlarımız, arkadaşlarımız, gazeteci dostlarımız sürgünde; hapishanede, gözaltında bedeller ödüyor. Bugün kutlamanın ötesinde dayanışmanın ve harekete geçmenin vaktidir” dedi.

Daha sonra TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, TGS’nin 2023 yılı Basın Özgürlüğü Raporunu tanıttı ve rapordan veriler paylaştı. Ardından da MLSA Eş Direktörü Barış Altıntaş, derneğin dava takip programı ile RTÜK raporundan verileri açıkladı.

DİCLE MÜFTÜOĞLU: KÜRT GAZETECİLER OLARAK GÖRÜNMEYENİ GÖSTERDİĞİMİZ İÇİN YARGILANIYORUZ

Sunumlardan sonra ise “Propaganda Günlerinde Hakikat” paneline geçildi. Panelin açılış konuşmasını yapan Dicle Müftüoğlu, dava sürecinde kendisine dayanışma gösterenlere teşekkür ederek başladı. Kürt gazetecilere uygulanan yargısal yaptırımlara değinen Müftüoğlu, “Bu yargı tacizi çok eskiye dayanıyor. Bu, Kürdistan gazetesinden başlayan bir serüven ve ilk anından itibaren iktidarların taciz ve engellemesiyle başlayan bir gerçeklik” dedi

Kürt gazetecilerin kendi bulundukları yere dair yazıp çizdikleri için yargılandığını söyleyen Müftüoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kürt mahallesinden yazdığımız, Kürt gazeteciler olarak görünmeyeni göstermeye çalıştığımız için hedef alınıyoruz. Biz gazeteciyiz ve bulunduğumuz toplumu bilgilendirmek adına mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz. Hakikat bazılarını rahatsız edebilir ancak biz yazmaktan vazgeçmeyeceğiz. İktidarın bundan rahatsız olduğunu biliyoruz ancak bunu yapmaya devam edeceğiz.”

 Moderatörlüğünü gazeteci İpek Özbey'in üstlendiği panelde T24 yazarı Çiğdem Toker, Artı Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ali Topuz ve Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmeni Barış Avşar yer aldı.

AVŞAR: İNTERNET MEDYASININ GÜCÜNÜ GEZİ PARKIYLA FARK ETTİK

Panelde ilk sözü, Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmeni Barış Avşar aldı. İnternet medyasının doğuşunu anlatan Avşar, kağıt gazetenin hem fiziksel hem de finansal olarak okuyucuyla buluşması imkansız noktaya geldiğini ve internet medyası doğduğunu söyledi. İnternet medyasının özellikle Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatımızda yer kaplamaya başladığını söyleyen Avşar, şöyle devam etti:

“Biz, sosyal medyanın hem işinize yarayan hem de dertlendiren bir nokta olduğunu Gezi Parkıyla gördük. O güne kadar internet medyacılığının nelere kadir olduğunu anlamamıştık. O gün internette başka türlü bir güç olduğunu fark ettik.”

TOKER: AKP, 90’LARDAN İTİBAREN ADIM ADIM KENDİ MEDYASINI İNŞA ETTİ

 Avşar’dan sonra söz alan T24 yazarı Çiğdem Toker ise propagandanın finansal izlerini hakkında konuştu. “Bugün medya alanında ve medya sahipliğinde yaşanan sorunlar 90’lı yıllara, o günkü kirli medya ve iktidar ilişkilerine dayanıyor” diyen Toker, şöyle devam etti:  “O zaman bankası olmayan medyacıyı veya medyacı olmayan bankacıyı dövüyorlardı adeta. Böylesine kirli bir ilişki kurulmuştu. 90’larda öyle bir süreç yaşandı.” 

AKP iktidarının medya sahipliği konusunda bugünkü gücüne de o dönemki hamleleriyle ulaştığını belirten Toker, şunları söyledi:

AKP, iktidara geldiğinde zayıf, kırılgan bir medya ortamı buldu ve özellikle 2008, 2013 ve 2018’de adım adım kendi medyasını inşa etti ve yükseldi. Bunu aslında bugünleri planlayarak yaptı çünkü medyanın ne kadar önemli olduğunu 90’lı yıllarda biliyorlardı”

Haber aslında pahalı bir şey, bunun için de bir kaynak yaratmak gerekiyor. Bugün geldiğiniz noktada da kamu şirketleri gibi kullanılan yapıların iktidar medyasını fonladığı bir süreçteyiz. Örneğin Ziraat Bankası ve Halkbank’ın 2008’den bu yana iktidar medyasına sağladığı 6 milyar liralık bir reklam harcaması var.”

TOPUZ: DEVLET, PROPAGANDA KONUSUNDA BİR DOMİNASYON SAĞLAMIŞ DURUMDA

Artı Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ali Topuz ise 90’lardan bu yana propagandanın nasıl çalıştığını değindi. Topuz, o dönemki propaganda yöntemiyle bugünkü propaganda yönteminin aynı olmadığını belirtti.

Türkiye’de devletin medyadaki gücü nedeniyle her zaman en güçlü propagandacı olduğunu söyleyen Topuz, şunları söyledi:

“Bugünkü propaganda bakanlığı, Nazi döneminin propaganda bakanlığı değil. Günümüzde artık bilginin yapısı, dokusu ve türü değişti. Herkes bu değişime odaklanıyor ve devlet de mevcut gücüyle bunu daha hızlı yaparak ortamı domine ediyor.”

Kaynak:https://www.mlsaturkey.com/tr/gazeteciler-mlsanin-dunya-basin-oezgurlugu-panelinde-propaganda-gunlerinde-hakikati-konustu