
"TELE 1’de çalışan basın emekçileri bu karar nedeniyle işlerini ve geçim haklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, belgeselci ve aktivist Hakan Tosun’un sokak ortasında öldürülmesi ile TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tutuklanması başta olmak üzere Türkiye’de ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik artan baskıları protesto etti.
Eylem, İstanbul’daki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önünde gerçekleştirildi. Açıklamaya İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İHD üyeleri, Cumartesi Anneleri/İnsanları, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ve çok sayıda gazeteci katıldı.
“TÜRKİYE, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA GERİYE GİDİYOR”
Basın açıklamasını, gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu. Eren, Türkiye’nin hem kendi anayasasında hem de imza attığı uluslararası sözleşmelerde ifade özgürlüğünü garanti altına aldığını hatırlatarak, buna rağmen devletin yazılı hukuka aykırı uygulamalarda bulunduğunu vurguladı:
“Türkiye Cumhuriyeti devleti, resmi ideolojisinin kırmızı çizgilerini eleştiren her türlü görüşü yasaklamaktadır. Devletin ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konusundaki tavrı değişmemiş, aksine son yıllarda büyük bir geriye gidiş yaşanmıştır.”
Eren, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2025 verilerine göre Türkiye’nin 180 ülke arasında 159. Sırada yer aldığını belirterek bunun “son derece vahim” bir tablo olduğunu söyledi.
“Medya kuruluşları dezenformasyon yasası ve basın kanunundaki değişikliklerle baskı altına alınmıştır. RTÜK’ün ekonomik yaptırımları ve lisans iptalleriyle çoğulcu medya ortamı ortadan kaldırılmış, tek sesli ve iktidar yanlısı bir yayın düzeni oluşturulmuştur.”
“HAKAN TOSUN’UN ÖLDÜRÜLMESİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK EN AĞIR SALDIRIDIR”
Eren, açıklamasında son dönemde yaşanan hak ihlallerine de dikkat çekti. Gazeteci Hakan Tosun’un 10 Ekim’i 11 Ekim’e bağlayan gece Esenyurt’ta uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin, gazetecilere yönelik artan şiddetin en çarpıcı örneklerinden biri olduğunu belirtti.
“Hakan Tosun, daha önce de defalarca polis baskısına maruz kalmış muhalif bir gazeteciydi. Üç kişinin saldırısına uğrayarak yaşamını yitirdi. Ancak İçişleri Bakanlığı bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapmadı. Bu sessizlik kabul edilemez.”
Eren, ayrıca geçtiğimiz yıl saldırılarda hayatını kaybeden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında da bugüne kadar kamuoyuna yeterli bilgilendirme yapılmadığını ifade etti.
“29 GAZETECİ TUTUKLU, 6’SI EV HAPSİNDE”
İHD açıklamasında, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) verilerine göre 2025 yılı içinde 29 gazetecinin tutuklandığı, 6 gazetecinin de ev hapsinde tutulduğu vurgulandı.
“Bu tablo, gazetecilerin ifade özgürlüğünün ve halkın haber alma hakkının ne denli baskı altında olduğunun açık göstergesidir.”
TELE 1’E KAYYUM VE YANARDAĞ’IN TUTUKLANMASI PROTESTO EDİLDİ
Basın açıklamasında, 24 Ekim sabahı TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın ‘casusluk’ suçlamasıyla gözaltına alınması ve ardından kanala TMSF tarafından kayyum atanması da protesto edildi.
“Bu olay, hukukun yargı eliyle siyasete alet edilmesinin en açık örneğidir. Casusluk gibi ciddi bir suçlamanın yıllar sonra bir susturma aracı olarak kullanılması kabul edilemez. TELE 1’de çalışan basın emekçileri bu karar nedeniyle işlerini ve geçim haklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya.”
Açıklamada ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve reklamcı Necati Özkan’ın aynı soruşturma kapsamında tutuklanmasının, ifade özgürlüğüne yönelik baskının boyutunu gösterdiği belirtildi.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler açıkça ihlal edilmektedir. İfade özgürlüğü ihlaline yol açan bu uygulamalar kabul edilemez. İnsan hakları savunucuları olarak sessiz kalmayacağız.”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TOPLUMUN SORUNUDUR”
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş da yaptığı konuşmada, basına yönelik baskıların yalnızca gazetecileri değil, tüm toplumu etkilediğini söyledi:
“Anayasa, ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ diyor. Ancak bugün farklı seslerin olduğu kanallara kayyum atanabiliyor. TELE 1’deki arkadaşlarımız işsiz kalacak ama asıl kaybı, haber alma hakkı elinden alınan binlerce insan yaşayacak.”
“GERÇEKLERİ KONUŞMAMIZI İSTEMİYORLAR”
Gazeteci Hakan Tosun’un yakını Ahmet Mehmet Dönmez, Tosun’un ölümünden sorumlu kişilerin derhal ortaya çıkarılmasını istedi:
“Hrant Dink’i, Metin Göktepe’yi öldürenleri biliyoruz. Gerçeklerin ortaya çıkmasını istemeyenler yine aynı karanlık eller. Kim gerçeği gizlemek istiyorsa onlar sorumludur.”
EREN KESKİN: “GAZETECİLİK İTİRAZ ETMEKTİR”
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Türkiye’de basının Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana baskı altında olduğunu hatırlatarak konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu ülkede basın 102 yıldır çeşitli gerekçelerle susturuluyor. Resmî ideoloji bazı gerçeklerin konuşulmasını istemiyor. Gazetecilik, sisteme itiraz etmektir. Biz insan hakları savunucuları olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm gazeteciler serbest bırakılsın.”
Kaynak:https://bianet.org/haber/ihdden-ifade-ozgurlugu-protestosu-basin-susturulamaz-312990