28 yıldır kayıp olan Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu’nun akıbetinin sorulduğu kayıp yakınları eyleminde konuşan ağabeyi İhsan Babaoğlu, kardeşinin failleri için “Kim oldukları belli” dedi.
DİYARBAKIR
Gözaltında kaybedilen ve faili meçhul cinayetle katledilen kişilerin yakınları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube yöneticileri ile birlikte "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 683'üncü haftasında bir kez daha Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Bu haftaki eylemde 2 Mart 1994’te gözaltına alınarak kaybedilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu hatırlatıldı.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) üye ve yöneticileri ile birçok insan hakları savunucusu katıldığı eylemde, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı açılıp, kaybedilen veya faili meçhul cinayetle öldürülenlerin fotoğraflarını taşındı.
‘KALEMLERİNİ YERDE BIRAKMADIK’
Sözlerine yıllardır ısrarla verdikleri mücadele nedeniyle kayıp yakınları ve Cumartesi Annelerini selamlayarak başlayan DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, özgür basın çalışanı Nazım Babaoğlu’nun akıbetini sormak için bu haftaki eylemde yer aldıklarını kaydetti.
Altan, “Nazım, hakikati arayan bir gazeteciydi. 28 yıl önce kaybettirildi. Özel savaşın yürütüldüğü yerlerden biri olan Urfa’da katledildi. Bölgede yaşananları, hakikatleri halka ulaştırmaya çalışan biriydi. Nazım’ın çalıştığı yer olan Özgür Gündem gazetesi o dönem tüm tehlikelere rağmen büyük bir sorumluluk almıştı. Nazım da önemli bir haber için gittiği Siverek’te katledildi. O günden bugüne kadar kendisinden bir daha haber alınamadı. Biz arkadaşları ve ailesi olarak her dönem onu aradık. Bu ülkedeki adalet sistemi herkeste olduğu gibi Nazım için de bir sonuç vermedi. Evet, Nazım’ı kaybettiler, Cengiz’i, Hafız’ı, Ape Musa’yı katlettiler ama asla onların mücadelesini, kalemlerini yerde bırakmadık” dedi.
AĞABEYİ: HABERLERİ BİRİLERİNİ ÜRKÜTTÜ
Nazım Babaoğlu’nun ağabeyi İhsan Babaoğlu ise, kardeşinin o dönem devletin bütün adaletsizliklerini iliklerine kadar yaşamış biri olduğuna dile getirdi. Kardeşinin 17’sine geldiğinde yaşanan adaletsizlikleri bütün dünyaya duyurmak için gazetecilik mesleğine seçtiğini söyleyen ağabeyi İhsan, “O dönem Özgür Gündem gazetesinde stajyer olarak Urfa’da göreve başlamıştı. Yaptığı birçok haber o günlerde birilerini ürküttü. Çünkü Nazım gerçekleri yazıyordu, hiçbir gazetenin yazmadığını yazıyordu. Böyle haberlerden birini takip etmek için gittiği Siverek’te kaybedildi. O gün bugündür de bulunamadı” ifadelerini kullandı.
‘DEVLETİN AYIBI’
Nazım’ın kaybolmasından bugüne geçen 28 yıl boyunca adalet aramaktan asla vazgeçmediklerini söyleyen Babaoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Güpegündüz bir araca bindirilerek kaçırılıyor. Gözaltına alınanların kimlikleri açık olmasına tanıklar ortada olmasına ve bütün bunların yargıya taşınmasına rağmen maalesef dava zaman aşımına uğrayarak sonuçsuz bıraktı. Bu demek değildir ki adalet arayışımız son bulacak. Kim oldukları belli olan ve devletinde çok iyi bildiği kişiler ne yazık ki bulunamamış ve yargılanmamıştır. Bu devletin bir ayıbıdır. Bizler kayıplarımızdan ve faili meçhul cinayetlerimizi aramaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Nazım Babaoğlu’nun kaybedilmesi sürecini ise İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu (YK) üyesi Fırat Akdeniz anlattı.
URFA
Bir haber kaynağının "Siverek’te bir haber var acil gel” diyerek çağırması üzerine, 12 Mart 1994’te gittiği ilçeden bir daha dönemeyen Özgür Gündem Gazetesi Urfa muhabiri Nazım Babaoğlu kaybedilişini 28'nci yılında anıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Örgütü'nde yapılan anmaya Babaoğlu'nun ailesi, meslektaşları, HDP'liler ve çok sayıda kişi katıldı. Nazım Babaoğlu'nun resmi ve resminin önüne karanfil konularak yapılan anma saygı duruşu ile başladı.
'SUSTURAMADILAR'
Son olarak konuşan Nazım Babaoğlu'nun Abisi Cemal Babaoğlu, sorunun herkesin sorunu olduğunu söyledi. Babaoğlu dosyası ile o dönem gazetenin temsilcisi olan Bayram Balcı ile birlikte arayışa girdiklerini hatırlatan Babaoğlu, Vali ve Kaymakam ile konuştuklarını Nazım'ın gözaltına alınmadığı yanıtını onlardan aldıklarını söyledi. Tanıklarla Nazım'ın gözaltına alındığını ortaya çıkarmalarına rağmen herhangi bir işlemin başlatılmadığını söyleyen Babaoğlu, "Tanıklar çıktı ama soruşturma hiç açılmadı. O dönem kaybetmeler, faili meçhul cinayetler ortaydı. 'Gerçekler karanlıkta kalmayacak' diyen gazetenin ülkede güllük gülistanlık gösterilen süreçte asimilasyon, faili belli cinayetler var demesinden ötürü hedef oldu. Bugün kapatılmak ve susturulmak istenen gazetenin daha da güçlü olması biz aileleri onurlandırıyor" dedi.
Nazım ve meslektaşlarının 100 yıldır sürdürülen asimilasyon ve ırkçı politikalar nedeniyle katledildiğini hatırlatan Babaoğlu, "Nazım ve diğer meslektaşları bu politikanın, bu cezasızlığın kurbanı oldular. Herkesin kendi kimliğiyle özgürce yaşamasını istiyoruz. Daha fazla acılar yaşanmadan asimilasyona ve cezasızlık politikasından vazgeçilmelidir" dedi.
İSTANBUL
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 885’inci haftasını koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle online gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 12 Mart 1994 yılında haber için gittiği Urfa Siverek ilçesinde kaybedilen Özgür Gündem Gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu’nun akıbetini sordu.
Nazım Babaoğlu’nun ağabeyi Cemil Babaoğlu, kardeşinin en son Siverek Ulucami önünde görüldükten sonra kedisinden bir daha haber alınamadığını belirtti. Bugüne kadar yaptıkları tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını belirten Babaoğlu, adalet mücadelesinin devam edeceğini söyledi. Kayıpların bu ülkenin ayıbı olduğunu vurgulayan Babaoğlu, adalet taleplerini karşılanmasını istedi.
ADALETE ULAŞMADAN YAŞAMINI YİTİRDİ
Bu haftaki basın metnini gözaltına kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe okudu. 2017 yılında evladına ve adalete ulaşamadan yaşamını yitiren Makbule Babaoğlu’nun “Ölmeden oğlumun mezarını bulmak, bize bu acıları yaşatanların hesap verdiğini görmek istiyorum” sözlerini hatırlatan Tepe, bu taleplerini bir kez daha kamuoyuna taşıdıklarını belirtti. Tepe, şunları söyledi. “19 yaşındaki Nazım Babaoğlu, Özgür Gündem Gazetesi'nin Urfa Bürosu'nda çalışıyordu. Özgür Gündem gazetesi Urfa Büro Şefi Kemal Kılıç da uğradığı silahlı saldırı sonucunda öldürülmüştü. Bucak Aşireti’ne mensup dört korucunun Siverek’te görevli bir öğretmenin evini basarak öğretmene ve kız kardeşine cinsel saldırıda bulunduklarına dair hazırladıkları haber Özgür Gündem gazetesinde yayınlanınca, Urfa Büro çalışanlarına yönelik tehditler daha da arttı” diye belirtti.
‘ZORLA GÖTÜRÜLDÜ’
12 Mart 1994 sabahı Siverek’teki yerel bir gazetenin çalışanı ve ilçenin Anadolu Ajansı temsilcisi Murat Yoğunlu’nun Özgür Gündem Bürosu’nu telefonla aradığını belirten Tepe, “Siverek’te korucularla ilgili çok önemli bir haber olduğunu ve mutlaka muhabir göndermelerini söyledi. Nazım, sözü edilen haberi izlemek için Siverek’e gitti. Kendisinden bir daha haber alınamadı. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre Nazım, Murat Yoğunlu ile buluşacakları Siverek’teki İrfan Gazetesi’ne gitti. Gazetede bekleyen Bucak Aşireti’ne mensup korucular tarafından zorla bir araca bindirilerek Sedat Bucak’ın evine götürüldü” dedi.
FAİLLER CEZASIZLIK ZIRHI İLE KORUNUYOR
Ailenin tüm başvuruları tanık beyanlarına rağmen sonuçsuz bırakıldığını vurgulayan Tepe, Gazeteci Nazım Babaoğlu'nun akıbeti karanlıkta bırakıldığını ve onu kaybedenlerin cezasızlık zırhıyla korunduğunu kaydetti. Tepe şöyle devam etti: “Hukuk ve adalet sisteminde yarattığınız büyük tahribata son verin. Nazım Babaoğlu’nun akıbetinin açığa çıkarılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun bilinen şüphelileri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlama görevinizi yerine getirin.”
http://mezopotamyaajansi35.com/search/content/view/164550?page=1&key=b071677f0dce41a1265da77b2e28827a