Hayri Demir sansür için “İktidar eliyle gazetecilik her alanla zorlaştırılırken, gözaltılarla, tutuklamalarla, yargılamalarla, işten çıkarmalarla gazetecilik baskı altına tutulmaya devam ederken üniversiteler iktidarın politikalarının benzerlerini hayata geçiriyorlar" dedi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Medya Topluluğu’nun davetiyle 8. Medya Günleri'ne konuşmacı olarak davet edilen gazeteci Hayri Demir’e sansür uyguladı.
ODTÜ Rektörlüğü, panelin yapılacağı gün Medya Topluluğu’na baskı uygulayarak etkinlikten Demir’in çıkartılmasını istedi.
Medya Topluluğu, Demir’e sekizincisi düzenlenen etkinlikte ilk kez bir gazeteciye yönelik engelleme ve fiili yasakla karşılaştıkları söyledi.
DEMİR: ÜNİVERSİTELER, ÜNİVERSİTE OLMAKTAN ÇIKTI
bianet’e konuşan Demir, iki gün sürecek altı konuklu etkinliğin toptan iptal edileceği ve üstü kapalı olarak Medya Topluluğu’nun kapatılacağı yönündeki tehdit nedeniyle panelin gerçekleştirilemediğini belirtti. Kendisine ve Medya Topluluğu’na resmi bir gerekçe sunulmadığını ekledi.
Demir “Normalde rektörlük salon vermese bile çimlerde oturup konuşuruz, paneli yaparız diye düşünüyorduk. Ama tehditten sonra tamamen iptal etmeye karar verdik” dedi.
Üniversitelerin AKP iktidarıyla birlikte özerkliklerini kaybettiğini belirten Demir “Üniversitelerin artık kimlikleri yok. Artık bilim ve düşünce yeri değiller. Dolayısıyla kayyım olarak atanan bir rektörden bağımsız, eleştirel bir gazeteciye böyle bir engelin gelmesi beni hiç şaşırtmadı. Aslında uygulanan sansür bir Türkiye özeti” diye konuştu.
Demir “İktidar eliyle gazetecilik her alanla zorlaştırılırken, türlü engeller çıkartılırken, gözaltılarla, tutuklamalarla, yargılamalarla, işten çıkarmalarla gazetecilik baskı altına tutulmaya devam ederken üniversiteler de iktidarın bu politikalarının benzerini hayata geçiriyor. Üniversiteler her türlü farklı görüşün dile getirilmesi, tartışılması gereken bir yerken uygulanan sansür artık üniversitelerin üniversite olmaktan çıktığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
MEDYA TOPLULUĞU: İZİN SÜRECİNİ OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ YÜRÜTTÜK
ODTÜ Medya Topluluğu ise etkinlik öncesindeki bürokratik izin sürecini olması gerektiği gibi yönettiklerini ancak son gün rektörlüğün engellemesiyle karşılaştıklarını söyledi.
Ara tatil öncesinde üniversitedeki tüm kulüplere yeni bir topluluk yönetmeliği gönderildiği bilgisini veren Medya Topluluğu, “Yeni yönetmeliğine göre etkinlik onaylarını Kültür İşleri Müdürlüğü değil rektörlük vermeye başladı. Hayri Demir’e yönelik sansürün temeli de buna dayanıyor” deyip süreci şöyle anlattı:
"Etkinlik onayları için Medya Günlerini tasarlamaya çok erken zamanlarda başladık. Yeni yönetmeliğe göre dönem başladıktan sonraki 15 gün içerisinde dilekçe vermemiz istendi. Tüm konuklarla davet gönderdik. Ara tatilin sonunda belirtilen zaman dilimi içerisinde izin dilekçemizi verdik. Ancak etkinliğin son haftasına kadar rektörlükten ne bir onay ne de bir ret cevabı geldi.
Geçen hafta danışman hocamız aracılığı ile onay verildiğini öğrendik. Pazartesi günü, yani etkinlikten üç gün önce Kültür İşleri Müdürlüğü'nden aranarak görüşmeye çağrıldık ve Demir’in oturumunun ‘uygun bulunmadığı’ tarafımıza iletildi. Neden olarak da ‘Dilekçeye eksik bilgi yazmışsınız’ gibi bir argüman sunuldu. Sonuç olarak Demir’in oturumunu iptal etmemizi istediler. Etkinlik gününün sabahında ise Demir’in etkinlik listesinden çıkartılmaması durumunda 8. Medya Günleri’ni düzenlememize izin vermeyeceklerini ilettiler. Hatta Demir'in gelmeyeceğine dair bizden imza istediler. İmzadan sonra dilekçemizi tekrar onaya göndereceklerini söylediler.
Topluluğun askıya alınması gibi bir durum oluştu. Bunu direkt dile getirmedi karşı taraf ama pratik ve daha önceki deneyimlerimizden olayın buraya gireceğini hissettik. Diğer oturumları ve topluluğu riske etmemek adına mecburi bir şekilde Demir’i etkinlikten çıkartmak zorunda kaldık.
Tüm süreç sözlü olarak yürütüldü. Yani ne ret, ne onay ne de Demir’in etkinlikten çıkartılmasının istenmesine dair resmi bir belge vermediler. Ama ODTÜ’de bu artık olağan bir hale geldi.
Biz ODTÜ Medya Topluluğu olarak rektörün değil ODTÜ'nün medyası olduğumuzu tekrardan dile getirmek isteriz. Her türlü baskının ve sansürün karşısında yer almaya devam edeceğiz."
