Özgür Ülke anması: Hakikat açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz

03 Aralık 2025
Özgür Ülke anması: Hakikat açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz

Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının 31'inci yıl dönümünde  düzenlenen anmada, “Bu ateş yıllardır memleketi yangın alanına çevirdi. Barışın teminatı hakikattir. Hakikat ne kadar açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz” mesajı verildi.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Yeni Yaşam Gazetesi ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Özgür Ülke Gazetesi’nin bombalanmasının 31'inci yıl dönümü dolayısıyla, gazetenin bulunduğu İstanbul’un Fatih ilçesindeki Kadırga semtinde anma ve protesto eylemi düzenledi. Açıklamaya İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi avukat Eren Keskin, İHD İstanbul yöneticileri, Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Sebahat Tuncel, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl Eşbaşkanı, gazeteci Zekine Türkeri ile çok sayıda gazeteci, sendika, siyasi parti ve kurum temsilcisi katıldı.

Anmada, Özgür Ülke’nin o döneme damga vuran manşetlerinin yer aldığı “Bu ateş sizi de yakar”, “Özgür basın özgür halk”, “Boyun eğmeyeceğiz” dövizleri taşındı. Bombalamada yaşamını yitiren gazeteci Ersin Yıldız’ın fotoğrafları da alanda yer aldı. “Özgür Basın Susturulamaz” pankartı açılırken, açıklama boyunca sık sık aynı slogan atıldı. Basın metnini Yeni Yaşam gazetesi çalışanı gazeteci Ezgi Çadırcı Karabey okudu.

‘HAKİKATE İNANAN GAZETECİLERİ İMHA ETMEK İSTEDİLER’

Burada söz alan Gültan Kışanak, “Karanlık sayfaların bir daha yaşanmaması için unutmama hakkımızı kullanıyoruz. Türkiye de ‘gerçekler karanlıkta kalmayacak’ sloganıyla Özgür Ülke yayın hayatına başladı. Maalesef dönemin başbakanı Tansu Çiller’in emriyle gazetenin bütün sayıları toplatılıyor ve el koyuluyordu. Basın emekçileri ve hakikate inanan bütün insanlar tüm baskıya rağmen hakikati yazmaya devam etti. Özgür Ülke gazetesi bombalanması talimatını veren Tansu Çiler oldu. Gazetemiz gecenin bir yarısında bombalandı. Hakikate inanan gazetecileri imha etmek istediler. Ama tarih bir kez daha gösterdi ki hakikati yazanlar imha edilemedi. Bu ateş yıllardır memleketi yangın alanına çevirdi. Barışın teminatı hakikattir. Hakikat ne kadar açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz” dedi.

‘TEK BİR KİŞİ YARGILANMADI’

Eren Keskin ise şu ifadeleri kullandı: “Özgür gazetecilik yapmak için o kadar insanımızı kaybettik ki, Gurbetelli Ersöz de bunlardan biri. Köy boşaltmaları, faili meçhulleri gören tek basın Özgür Basın oldu. Çok planlı ve programlı bir patlamaydı. Biz o günden bu yana buradayız. Tek bir kişi yargılanmadı.  Failleri açıklanmadı."

BARIŞ VURGUSU

Son olarak söz alan dönemin tanıklarından Gazeteci Zekine Türkeri de şunları belirtti: “O dönem gazetemiz bombalandığında 23 kişi ağır yaralandı. Ersin Yıldız ise yaşamını yitirdi. Bütün bunlar niye oldu. O zamanın devlet aklı yaptı bunları. Bütün bunlar o zamanın devlet aklının eseriydi. Çatışmalı süreçlerde gerçeği yazmak zor oluyor.  Bizler gerçeği yansıtmakta eksik kaldık. Gerçekler için hakikat için ağrı bedeller ödendi. Bu süreç te hakikatin açığa çıkmadı için çok önemlidir bir süreç.  Bu kadar acı çekili barışın kesinlikle olması gerekiyor.”

‘DİZ ÇÖKMEDİK’

Bombalanan Özgür Ülke’nin Kürtlerin, halkların, ezilenlerin, emekçilerin, kadınların, sesi olduğunu söyleyen Ezgi Çadırcı Karabey,  “Sandılar ki o gün her şey bitti ve Özgür Basın için yolun sonu geldi. Ama yanıldılar” sözlerine yer verdi.  Hakikat arayışçılarının , “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” diyerek yoluna devam ettiğini belirten Ezgi Çadırcı, Karabey, “O günün sabahı görevinin başındaydı. ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşetiyle yoluna devam etti. Bürosuzduk ama kimsesiz değildik, çok olduk, çoğaldık. Bizlere kapılarını açan, yanımızda olan, omuz veren meslektaşlarımız ve dostlarımızla haykırdık, ‘Ülke'ne sahip çık’ dedik, direndik, hakikatin izinde yürüdük. Bu uğurda nice canlar verdik, ama hiç baş eğmedik, diz çökmedik” şeklinde konuştu.

 ‘SESLERİNİ DÜNYAYA DUYURMAYI SÜRDÜRECEĞİZ’

Halkın varlık yokluk mücadelesinin her anına tanıklık edenleri olduklarını dile getiren Ezgi Çadırcı Karabey, Özgür Basın’a dönük tüm saldırıların sonuçsuz kaldığını ifade etti. Özgür Basın’ın hiçbir zaman susmadığını paylaşan Ezgi Çadırcı Karabey, “90’lı yıllar karanlık yıllardı. Katledilen arkadaşlarımızın listeleri günden güne uzadı, habere gidip dönmeyen arkadaşlarımız oldu. Gözaltılar, işkenceler, tutuklamalar, sürgünler, kapatmalar, sansürler, davalar, KHK’ler, kayyımlar hiç eksik olmadı. Kürt halkına devlet o gün ne reva gördüyse, onun sesi, gözü ve kulağı olan Özgür Basın’a da aynısını yaptılar. Özgür Basın, aman dilemedi, mirası direniş olan geleneğini hep sürdürdü.  Biz direnmeyi  Apê Musa'dan, Gurbetelli'den,Ersin'den, Ayfer'den, Deniz'den, Nujiyan'dan, Nagihan’dan, Rohat'tan, Gülistan'dan, Hero'dan, Nazım'dan, Cihan'dan, Aziz'den; ve günlerdir hastanede direnen yoldaşımız, mamostemiz Hüseyin Aykol'dan öğrendik. Yıllardır her acısına tanık olduğumuz bu topraklarda eşit, özgür, demokratik ve birlikte bir yaşam örülürken de hakların yanlarında olacağız. Seslerini dünyaya duyurmayı sürdüreceği” dedi.

Katliamın yaşandığı yere karanfillerin bırakılmasının ardından anma sona erdi.

Kaynak:https://jinnews.net/search/content/view/268308?page=1&key=e25f7b6433cfe895e7b9584a9ecb7b66